udiler
Ud'a 19. yy. sonlarında Türk toplumunda yeni itibarını kazandıran, bu arada 6. bam telini de ilâve eden,
udî-viyolonselist Şakir Paşa’dır. Onu Nevres Bey izlemiş, onun arkasından da -farklı ekollerden- Ali Rif’at,
Musa Süreyya, İbrahim Ziya (Özbekkan) Beyler, Şerif Muhiddin Targan, Selânikli Ahmed, Serop ve Küçük Sarkis
Efendiler, Şerif İçli, Yorgo Bacanos, Şekip Memduh, Hrant Emre ve Kadri Şençalar gibi isimler gelmiştir ki,
Ud'u bir daha hiç azalmayacak bir aşkla Türk halkına sevdirenler, işte bu isimlerdir. Bu sanatkârları da klâsik,
fanaaaist-atılımcı ve piyasa tarzı gibi üç ana ekole ayırarak incelemek mümkündür. Nevres Bey’den Şerif İçli’ye
kadar olanları klasik, Targan ve Bacanos’u fanaaaist-atılımcı, Selânikli Ahmed’den Kadri Şençalar’a kadar olanları
da piyasa tarzı ekollerinde sınıflandırabiliriz. Klasik hariç, bu ekoller, saydığımız büyük isimlerin göçmesiyle
ortadan kalkmış değildir. Önce, gazino, kulüp ve kasetlerin arabesk müziğinde en geniş oranda kullanılan piyasa tarzı
müzik devam etmektedir. Fanaaaist-atılımcı tarzı, günümüzün konservatuarlı gençlerinin büyük bir kısmı devam
ettiriyor. Klasik tarzın son temsilcisi Cahid Gözkân ise kısa süre önce 93 yaşında vefat etti.
Ekollerden bahsederken, 28.Haziran.2000 tarihinde kaybettiğimiz büyük ud sanatkârı Cinuçen TANRIKORUR'dan
bahsetmeden geçilemez. Kendi ifadesi ile "Bizim tanbur zevkine dayalı üslûbumuz." diye adlandırdığı ve son
dönemde Ud'a gönül vermiş pek çok kişinin rağbet ettiği bir tür tarz yada ekoldür.Bu tarz sâde ve fazlaca ajitasyon
(agitation) yapmadan, adeta tanbur tınısına yakın ses ve tanburun mızrab darbelerine yakın çarpmaları ile süslü,
fevkalâde nâzik, nârin ve bir o kadar da zor bir tarzdır. Her ne kadar tanbur zevkine dayalı üslup olarak tanımlansa
dahi, TANRIKORUR ekolünde ud tekniği daha bilinçli ve daha bilimsel bir nitelik kazanmıştır. Bu ekole
yukarıdaki izahatlardan ziyade, TANRIKORUR'un dâhice terkîb ettiği makamlar gibi, ud-tanbur zevkine dayalı
terkîb edilmiş ekol yada tarz denilebilir. Bu tür ud tekniği TANRIKORUR'un taksimlerinde, saz eserlerinde ve sözlü
eserlerinde apaçık görülür. Sağlığında birçok öğrencisi olmuş, kendinden sonra bu ekolü yaşatacak isimler
yetiştirmiştir
.İlk yetiştirdiği talebesi 1996 yılında kaybettiğimiz Ankara Radyosu Ud Sanatçısı Saim KONAKÇI'dır.