hakkinda
Türkiye'nin yanı sıra, Tunus, Fas ve Cezayir de dahil olmak üzere bütün Arap ülkelerinde, İran'da ve
Ermenistan'da aynı adla kullanılan iri gövdeli, kısa saplı telli bir çalgıdır. (İran'da “barbat”
adıyla da bilinir ve Avrupa’nın “Lavta”sına benzer)
Bugün Türkiye'de kullanılan “ud”un, diğer ülkelerdeki “ud”lardan hemen hiçbir yapısal farkı yoktur. Anacak
şunu da belirtmek gerekir ki, Arap “ud”larının gövdeleri genellikle biraz daha iridir ve göğüslerinde de çoğunlukla,
iki küçük bir büyük delik yerine tek büyük delik vardır. Gerek Türk, gerek Arap, İran, Ermeni ve Yunan (uti)
“ud”larında, bu dairesel göğüs delikleri birer gül ile süslenir. “Ud”, bugünkü yapısını, bir iki küçük değişiklik
dışında, yaklaşık bin yıldır korumaktadır. Çalgının insan kucağını dolduran büyük armudî gövdesini, 20 kadar hilal
biçimli ahşap dilim oluşturmaktadır. Kısa, yassı sap, bir takoz aracılığıyla gövdeye takılır. Burguluğa doğru daralan
sapın, gövde ile birleştiği yerdeki genişliği yaklaşık dört parmaktır. Sapla yaklaşık 45 °'lik bir açı yapan burguluk,
belli belirsiz bir S çizer ve burgular, buna yandan girer. Bam teli dışındaki beş tel ise çifttir. En alttaki iki çift
, eskiden bağırsaktan yapılırken günümüzde ise misinadan üretilmektedir. Diğer teller, ipek
üstüne gümüş veya
bakır sargılıdır. Her tel, doğrudan göğse yapışık tel takozundan ( “ud”da bu aynı zamanda ana eşiktir) çıkar,
burgulukta sapın birleştiği yerdeki baş eşikten aşarak kendi burgusuna sarılır. “Ud”un göğsü, yaklaşık 1 milim
kalınlığında, ladin ağacından düzgün elyaflı bir levhadır. Göğsü alttan destekleyen çıtalara “balkon” denir.
Balkonların yerleştirme düzeni, çalgının sonoritesi ile yakından ilgilidir.
Geçmişte tel olarak, kiriş ve ipek, dışı gümüş tel sarılı “sırma tel”ler kullanılırdı. Bugün kiriş tellerin terini naylon
teller almıştır. “Ud” önceleri tavuk ve kartal kanadı ile çalınırdı. Bazı ustalar, sert köseleden ya da kiraz
kabuğundan yapılmış mızraplarda kullanmışlardır. Günümde ise plastik mızraplar kullanılmaktadır.
Oturularak kucağa alınan “ud”un gövdesi, üstten sağ kol ve alttan sağ sıkıştırılarak tutulur, sağ eldeki
mızrap ile çalınır. Tellere sol el parmakları ile basılır.
ürkiye'nin yanı sıra, Tunus, Fas ve Cezayir de dahil olmak üzere bütün Arap ülkelerinde, İran'da ve Ermenistan'da
aynı adla kullanılan iri gövdeli, kısa saplı telli bir çalgıdır. (İran'da “barbat” adıyla da bilinir ve Avrupa’nın
“Lavta”sına benzer)
Bugün Türkiye'de kullanılan “ud”un, diğer ülkelerdeki “ud”lardan hemen hiçbir yapısal farkı yoktur. Anacak şunu
da belirtmek gerekir ki, Arap “ud”larının gövdeleri genellikle biraz daha iridir ve göğüslerinde de çoğunlukla,
iki küçük bir büyük delik yerine tek büyük delik vardır. Gerek Türk, gerek Arap, İran, Ermeni ve Yunan (uti)
“ud”larında, bu dairesel göğüs delikleri birer gül ile süslenir. “Ud”, bugünkü yapısını, bir iki küçük değişiklik
dışında, yaklaşık bin yıldır korumaktadır. Çalgının insan kucağını dolduran büyük armudî gövdesini, 20 kadar
hilal biçimli ahşap dilim oluşturmaktadır. Kısa, yassı sap, bir takoz aracılığıyla gövdeye takılır. Burguluğa doğru
daralan sapın, gövde ile birleştiği yerdeki genişliği yaklaşık dört parmaktır. Sapla yaklaşık 45 °'lik bir açı
yapan burguluk, belli belirsiz bir S çizer ve burgular, buna yandan girer. Bam teli dışındaki beş tel ise çifttir.
En alttaki iki çift, eskiden bağırsaktan yapılırken günümüzde ise misinadan üretilmektedir. Diğer teller,
ipek üstüne gümüş veya bakır sargılıdır. Her tel, doğrudan göğse yapışık tel takozundan
( “ud”da bu aynı zamanda ana eşiktir) çıkar, burgulukta sapın birleştiği yerdeki baş eşikten aşarak kendi
burgusuna sarılır. “Ud”un göğsü, yaklaşık 1 milim kalınlığında, ladin ağacından düzgün elyaflı bir levhadır.
Göğsü alttan destekleyen çıtalara “balkon” denir. Balkonların yerleştirme düzeni, çalgının sonoritesi ile yakından
ilgilidir.